Türkiye demokrasisinin kara lekesi olan 1960 darbesi sonucu idam edilen Başbakan Adnan Menderes'in neden idam edildiğine dair araştırmalar sürüyor? Adnan Menderes neden idam edildi? Suçu neydi? 27 Mayıs darbesini kim yaptı? Haberimizin detayında.
Adnan Menderes neden idam edildi?
Adnan Menderes, 1950-1960 yılları arasında üç kez seçilen Türkiye Cumhuriyeti’nin dokuzuncu Başbakanıydı. Demokrat Parti’nin öncülerinden olan Menderes, halkın desteğini alarak birçok reform ve gelişme gerçekleştirdi. Fakat 27 Mayıs 1960’ta gerçekleşen askeri darbeyle görevden uzaklaştırıldı ve Yassıada’da mahkemeye çıkarıldı. Mahkeme, Menderes’i anayasayı çiğneme, yolsuzluk, devleti parçalama ve halkı ayaklanmaya kışkırtma gibi suçlardan dolayı idama mahkum etti. Bu karar, Milli Birlik Komitesi tarafından kabul edildi ve Menderes, 17 Eylül 1961’de İmralı Adası’nda asılarak öldürüldü.
Menderes’in idamının perde arkasında birçok gizli detay bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre, Menderes’in idamını durdurmak için Türkiye’ye baskı yapan ABD Başkanı John F. Kennedy’nin bir suikast sonucu ölmesi, idam kararının uygulanmasını kolaylaştırmıştır. Bazı kaynaklara göre de, Menderes’in idamını önlemek için sunulan af önerileri, Milli Birlik Komitesi içindeki anlaşmazlıklar ve darbecilerin endişeleri yüzünden geri çevrilmiştir. Ayrıca, Menderes’in tutulduğu süre zarfında işkenceye maruz kaldığı da ileri sürülmektedir . Menderes’in idamı, Türk siyasi tarihinde derin bir yara olarak kalmıştır.
Adnan Menderes'in suçu ne?
Adnan Menderes, 27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleşen askeri darbe sırasında Eskişehir'de tutuklandı ve önce Ankara'daki Kara Harp Okulu'na, ardından 1 Haziran 1960 tarihinde Yassıada adası'na gönderildi. Yassıada'da kurulan Yüksek Soruşturma Kurulu, DP üyelerinin yargılanmasına başlamadan önce birçok DP üyesini adaya getirdi.
Yassıada'da tutuklu bulunanlar, kötü muamele ve izolasyonla ilgili söylentilerin yayılmasına neden oldu. Bu nedenle, kamuoyunda şüpheler arttı. Bu durumu eleştiren bir film çekildi ve filmde DP üyelerine hakaret içeren seslendirmeler bulunuyordu.
Bu dönemde Türkiye sıkıyönetim altındaydı ve basın-yayın organlarında kötü muamele iddialarına dair haberler bulunması zordu. Ancak, Menderes ve diğer tutukluların tutulduğu koşullar hakkında bilgiler, daha sonraki yıllarda gazeteci Tekin Erer ve Adnan Menderes'in avukatı Talat Asal tarafından paylaşıldı. Bu bilgilere göre, Menderes, küçük bir odada tutuluyor, sürekli bir nöbetçi askerin gözetiminde bulunuyor, ışık sürekli açık tutuluyordu. Koşulların kötü olduğu ve insan haklarının ihlal edildiği iddia ediliyordu.
Yargılama süreci 15 Eylül 1961 tarihinde sona erdi ve Adnan Menderes ile diğer bazı DP üyelerine idam cezası verildi. Ancak idam kararlarının uygulanabilmesi için Millî Birlik Komitesi tarafından onay gerekiyordu. Milli Birlik Komitesi, idam kararını onayladı, ve Hasan Polatkan ile Fatin Rüştü Zorlu'nun idamları infaz edildi. Menderes ise 17 Eylül 1961 tarihinde İmralı Cezaevi'nde idam edildi.
Adnan Menderes'in suçu ne?
Adnan Menderes birçok davadan yargılanmıştır. Bu davaların en başında Anayasa İhlali Davası vardır. Bu davada, Türk Ceza Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca, devlete karşı işlenen suçlar kapsamında anayasayı ihlal etmekle suçlanan sanıklar yargılanmıştır. Sanıkların anayasayı ihlal ettikleri iddiası temel olarak milletvekili oldukları dönemde mecliste kabul edilen ve Yassıada Mahkemesi tarafından anayasaya aykırı olduğu belirlenen kanunlara evet oyu verdikleri gerekçesine dayanmaktadır.
Türk Ceza Kanunu’nun 146. maddesi kapsamında sayılan 8 suç şunlardır:
- 1951 ve 1953 yıllarında Cumhuriyet Halk Partisi’nin mallarına el koyma,
- Kırşehir’in Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne destek verdiği için 1954 yılında il statüsünü kaybettirme, böylelikle halkın siyasi görüşlerinden dolayı cezalandırma, 1953 yılında, hükûmete yargıçları 25 yıl görev yaptıktan sonra emekli etme yetkisi veren kanunu çıkartarak yargının bağımsızlığını zedelemek,
- 1954 ve 1957 yıllarında Seçim Kanunu’nu demokrasiye uygun olmayacak şekilde değiştirmek,
- 1956 yılında, toplantı ve gösteri özgürlüğünü kısıtlayıcı kanunlar çıkartmak,
- 1960 yılında kötü niyetle Tahkikat Komisyonu’nu oluşturmak,
- Tahkikat Komisyonu’na olağanüstü yetkiler tanımak,
- Tahkikat Komisyonu’na tanınan olağanüstü yetkilerle anayasayı ortadan kaldırma veya değiştirme girişiminde bulunmak.
Adnan Menderes'e Açılan Diğer Davalar
Yassıada’da bir yargılama 14 Ekim 1960’ta Yassıada Yargılamaları başladı. Darbe sonrası tutuklanan eski Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, son kabine üyeleri, Meclis Başkanı ve Başkanvekilleri ile Tahkikat komisyonu üyesi 395 milletvekili ve eski Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun dahil 592 sanık, anayasayı ihlal ve diğer suçlamalarla yargılandılar. Adnan Menderes savunmasının kısıtlandığını söylediğinde, mahkeme başkanı Salim Başol’un “Sizi buraya getiren irade böyle istiyor” dediği ileri sürülür.
Köpek Davası (14 Ekim 1960 - 24 Ekim 1960) Afganistan Kralı, Celâl Bayar’a değerli bir “Afgan Tazısı” hediye etmiştir. Bu hayvan bir süre devlet çiftliğinde kalmıştır. Sonra Celâl Bayar bu köpeği Atatürk Orman Çiftliği’ne 20.000 liraya satmış ve bu parayla Ödemiş’in Mursallı köyüne çeşme yaptırmıştır. Celâl Bayar ve Tarım Bakanı Nedim Ökmen’in bu satışta makam ve nüfuzlarını kötüye kullanarak kendi menfaatlerine hareket ettikleri iddiasıyla açılan davada sanıklar suçlu bulunmuşlardır.
Bu dava, Türkiye tarihinde bir cumhurbaşkanının yargılandığı ilk davadır. 1924 Anayasası’nda “Cumhurbaşkanı ancak vatana ihanetten yargılanabilir” hükmü vardı. Türk Ceza Kanunu’nun 146. maddesindeki vatana ihanet suçu esas alınarak yargılama yapılmıştır.
6-7 Eylül Olayları Davası (20 Ekim 1960 - 5 Ocak 1961) Ana madde: 6-7 Eylül Olayları Yassıada Spor Salonu’nda görülen ikinci davanın konusu, DP hükûmetinin 6-7 Eylül Olayları’nı tertip ettiği iddiasıdır. Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Mehmet Fuad Köprülü, İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay, İstanbul Emniyet Müdürü Alaaddin Eriş, İzmir Valisi Kemal Hadımlı, Selanik başkonsolosu Mehmet Ali Balin ve diğerleri, Selanik’te Atatürk’ün evinin bombalanması ve Rumların mallarının talan edilmesinin planlayıcıları olmakla suçlanmış ve 5 ile 10 yıl arasında ağır hapis cezasına çarptırılması istenmiştir. Savunma, “Türk hükûmetinin böyle bir tertibe girişmesi asla mümkün değildir.” şeklinde olmuştur. Sanıklardan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve İzmir Valisi Kemal Hadımlı mahkûm olurken, diğerleri beraat etmiştir.
Bebek Davası (31 Ekim 1960 - 22 Kasım 1960) 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra, cuntanın Türkiye Cumhuriyeti’nin 23. Hükûmeti’nin başbakanı Adnan Menderes’e ve Zeynep Kamil Hastanesi’nin Başhekimi Dr. Fahri Atabey’e açtığı davadır. Suçlama, Adnan Menderes’in, opera sanatçısı Ayhan Aydan ile olan ilişkisinden doğan çocuğunu, doğum yapan Dr. Fahri Atabey’e öldürtmekti.[10] Ayhan Aydan’ın da tanık olarak dinlendiği davada, Menderes ve Atabey beraat ettiler. Bebek Davası, cuntanın Adnan Menderes aleyhinde açtığı 13 davadan beraatle sonuçlanan tek davadır.
Vinileks Şirketi Davası (4 Kasım 1960 - 26 Kasım 1960) Maliye bakanı Hasan Polatkan’ın şirkete usulsüz kredi verdiği ve bunun karşılığında 110.000 lira rüşvet aldığı iddia edilmiştir. Adnan Menderes ve Hasan Polatkan’ın nüfuzlarını kullanarak “Vinileks” firmasına Türkiye Vakıflar Bankası’ndan kredi sağlamakla suçlanmışlardır. Adnan Menderes tarafından kurulan bu Bankanın 27 Mayıs darbesine kadar Genel Müdürlüğü’nü yürüten ve 1961 seçimlerinden sonra tekrar aynı göreve getirilecek olan Sabahattin Tulga savunmasında krediyi, suni deri üreterek ithalatı azaltacak bu firmanın kazançlı olacağına inandıkları için verdiklerini; hatta darbe sonrası işbaşına gelen yeni Banka yönetiminin de aynı firmaya ek kredi vererek bu firmanın kredi limitini iki katına çıkardığını ifade etmiştir. Buna rağmen bu mahkeme Menderes ve Hasan Polatkan’ı bu davadan da suçlu bulmuştur. Polatkan, 7 yıl ağır hapis ve memuriyetten men cezası alırken, şirket yetkilileri de ceza almışlardır.
Dolandırıcılık Davası (8 Kasım 1960 - 3 Aralık 1960) Eski bakanlardan Hayrettin Erkmen ve Zeyyat Mandalinci, ABD’ye yaptıkları seyahatten kalan dövizleri iade etmemek iddiasıyla yargılandı. Her iki bakan da bu davadan beraat etmiştir.
Arsa Davası (8 Kasım 1960 - 26 Kasım 1960) Tarım Bakanı Nedim Ökmen, hükûmeti, eşinin sahip olduğu arsaları yüksek fiyattan almaya zorlamaktan yargılanmış ve mahkûm olmuştur.
Ali İpar Davası (15 Kasım 1960 - 19 Ocak 1961) Bu davada, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan, Medeni Berk ve Hayrettin Erkmen ile İpar Transport şirketinin sahibi armatör Ali İpar döviz kanununu çiğnemek iddiasıyla yargılanmışlar ve mahkûm olmuşlardır.
Değirmen Davası (18 Kasım 1960 - 3 Aralık 1960) Ticaret Bakanı İbrahim Sıtkı Yırcalı usulsüz kredi kullanımı suçuyla yargılandı. Zamanaşımına uğradığı için dava düşürüldü.
Barbara Davası (21 Kasım 1960 - 20 Aralık 1960) Refik Koraltan’ın bir Alman hizmetçi getirmek ve kendisine döviz tahsis ederek Döviz Kanunu’nu çiğnemek suçlaması ile, Hasan Polatkan ve Refik Koraltan yargılanmış ve her ikisi de mahkûm olmuşlardır.
Örtülü Ödenek Suçu (25 Kasım 1960 - 2 Şubat 1961) Başbakan Adnan Menderes ve Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur, Başbakanlık örtülü ödeneğini yasal olmayan şekilde harcadıkları için yargılandılar ve suçlu bulundular.
Radyo Suçu (29 Kasım 1960 - 26 Aralık 1960) Adnan Menderes ve bazı eski bakanlar, bürokratlar ve milletvekilleri, Fatin Rüştü Zorlu, Mükerrem Sarol, Emin Kalafat, Celal Yardımcı, Sıtkı Yırcalı, Abdullah Aker, Haluk Şaman, devlet radyosunu kendi siyasi çıkarları için kullanmak, muhalefete radyoda yer vermemek ve böylece anayasayı çiğnemek suçlamasıyla yargılandılar ve cezalandırıldılar.
Topkapı Olayları Davası (2 Aralık 1960 - 17 Nisan 1961) İsmet İnönü, Manisa ve İzmir ziyaretlerinden sonra 4 Mayıs 1959 tarihinde İstanbul’a gelmiş ve Yeşilköy Havalimanı’ndan şehre giderken Topkapı’da trafik müdürünün durdurması ve halkın saldırmasıyla karşılaşmıştır. Polisler ve askerler olaya müdahale etmemişlerdir. Ancak Binbaşı Kenan Bayraktar’ın komutasındaki askerler olaya müdahale ederek İnönü’yü kurtarmışlardır.
Celâl Bayar, Adnan Menderes ve bakanlar ile milletvekillerinden oluşan toplam 60 sanık, “4 Mayıs 1959 tarihinde Topkapı’da İsmet İnönü’ye suikast girişiminde bulunmak için halkı tahrik ettikleri” iddiasıyla yargılandılar. Celâl Bayar ve Adnan Menderes’in de aralarında bulunduğu toplam 17 sanık suçlu bulunurken, 43 sanık ise aklanmıştır.
Çanakkale ve Geyikli Olayları Davası(27 Aralık 1960 - 10 Mart 1961) Adnan Menderes ve üç eski bakan, Geyikli Olayları sebebiyle “CHP’li iki milletvekilinin seyahat hürriyetini kısıtlamak” suçlamasıyla yargılandılar ve cezalandırıldılar[9][13]. Bu olaylar, 19 ve 23 Eylül 1959 tarihlerinde bölgeyi incelemeye giden CHP milletvekillerinin engellenmesiyle gerçekleşmiştir.
Kayseri Olayı Davası(9 Ocak 1961 - 20 Nisan 1961) 2 Nisan 1960 tarihinde Kayseri’ye gelen İsmet İnönü’nün treni, vali Ahmet Kınık’ın talimatıyla durduruldu. Kendisine İnönü’nün Himmet Dede Demiryolu İstasyonu’nda trenin durdurulması ve yolunun kesilmesi emrini veren Binbaşı Selahattin Çetiner, “Sizin yolunuzu kesmek ve sizin Kayseri’ye gitmenize engel olmaktansa intiharı tercih ederim” demiştir. Bu olaydan sonra emekliye sevk edilen Selahattin Çetiner, daha sonra Danıştay Kararı ile göreve dönmüş, orduda Generalliğe kadar yükselmiş, 12 Eylül Darbesi sonrasında kurulan hükûmette İçişleri Bakanlığı yapmıştır. Zorlukla Kayseri’ye giren İsmet İnönü’yü 50 bin kişi karşılamıştır.
“CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün seyahat hürriyetini kısıtlamak” suçuyla yargılanan 13 sanıktan 8 tanesi aklanmış, içlerinde Celâl Bayar ve Adnan Menderes’in de bulunduğu 5 sanık suçlu bulunmuştur.
Demokrat İzmir Davası (12 Ocak 1961 - 5 Mayıs 1961) “2 Mayıs 1959 tarihinde halkı Demokrat İzmir gazetesinin basımevini yıkmaya kışkırtmak” suçuyla yargılanan 24 sanıktan 8 tanesi aklanmış, içlerinde Adnan Menderes’in de bulunduğu 16 sanık suçlu bulunmuştur.
Üniversite Olayları Davası (2 Şubat 1961 - 27 Temmuz 1961) 28 Nisan’da İstanbul’da 29 Nisan’da Ankara’da öğrenci olayları patlak vermişti. İstanbul’daki olaylarda yaklaşık 40 öğrenci yaralanmış ve İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz polisin ateşiyle hayatını kaybetmiştir.
Bu olaylarla ilgili olarak açılan bu davada 118 sanık yargılandı. Demokrat Partili bakanların yanında bazı askerler ve polisler de bu davada sanık oldular. Üniversiteyi yasal olmayan şekilde basmak, halka ateş etmek ve yasal olmayan şekilde sıkıyönetim ilan etmek suçuyla yargılanan 118 sanıktan 84 tanesi cezalandırılmış, 34 tanesi ise aklanmıştır.
İstimlak Davası (17 Nisan 1961 - 21 Haziran 1961) Bu davada, Adnan Menderes ve 9 eski devlet görevlisi, İstanbul’daki birçok kişinin mülklerini tam karşılığını vermeden kamulaştırmakla suçlanmışlardır. Adnan Menderes, bu suçtan dolayı ceza almıştır.
Vatan Cephesi Davası (27 Nisan 1961 - 5 Eylül 1961) Bu davada, Demokrat Parti’nin önde gelen 22 kişi, “Vatan Cephesi adlı örgütü kurarak, bu örgütü bir sınıfın başka bir sınıfa baskı kurması için araç olarak kullanmak” suçlamasıyla yargılanmışlardır. Sanıklardan Celâl Bayar ve Adnan Menderes dahil 19 kişi suçlu bulunmuş, 3 kişi ise aklanmıştır.