Son zamanlarda İsrail-Filistin savaşıyla gündeme gelen Hizbullah nedir? Hizbullah kimi destekliyor? Hizbullah terör örgütü mü? işte ayrıntılar...
Hizbullah nedir?
Türkiye Hizbullahı ya da Kürt Hizbullahı (Kürtçe: Hizbullahî Kurdî) olarak da bilinen Hizbullah (Türkçe: Allah’ın Partisi), Türkiye’de çoğunlukla faaliyet gösteren Kürt, Sünni İslamcı bir silahlı örgüttür. Örgüt, geçmişte şiddetli eylemler yapmış ancak 2000’li yıllardan sonra şiddetsiz çalışmalara yönelmiştir.
Hizbullah tarihi nedir?
Diyarbakır’da Vahdet kitapçısında 1979-1980 yılları arasında yapılan toplantılar, örgütün kurulmasına zemin hazırladı. Bu toplantıları Fidan Güngör ve Hüseyin Velioğlu organize ediyordu. Abdulvahap Ekinci’nin işlettiği bu kitapçının yanı sıra, 1981’de Fidan Güngör Menzil kitapçısını, 1982’de ise Hüseyin Velioğlu İlim kitapçısını açtı. Örgüt, 1979’da ortaya çıktıktan sonra, 1987 yılına kadar bu kitapçılarda buluşarak çalışmalarını yürüttü.
1987’de Hüseyin Velioğlu, İlim kitapçısını Batman’a götürdü. Bu sırada örgüt içinde liderlik ve silahlı eylem konusunda fikir ayrılıkları yaşandı. İlim kolunun başındaki Velioğlu, silahlı mücadeleye hızlı bir şekilde girmek istiyordu. Bu durum, iki grubun arasında kanlı çatışmalara yol açtı.
Örgütün Batman haricinde en çok etkin olduğu yer Diyarbakır’ın Silvan ilçesiydi. Ayrıca Yolaç köyü, uzun süre örgütün ana karargahı olarak kullanıldı.
Faaliyetleri ne?
1990’ların başlarında, Kürt ayrılıkçı hareketinin güç kazandığı bir dönemde, zekât ve fitre adıyla esnaf ve halktan zorla para toplayan bir örgüt ortaya çıktı. Bu örgüt, Kürt Sünni İslamcı bir yapıya sahipti ve PKK’ya karşı şiddet ve cinayet eylemleri düzenliyordu. Ayrıca, ahlaksız buldukları kişileri de (alkol kullananlar, mini etek giyenler vb.) hedef alıyordu. 1992 yılında, 2000’e Doğru dergisinin Diyarbakır temsilcisi olan Halit Güngen, bu örgüt tarafından katledildi. Öldürülmeden iki gün önce 2000’e Doğru dergisi, “Hizbullah Çevik Kuvvet Merkezinde Eğitiliyor” başlıklı bir kapak yayınlamıştı.
Hizbullah'ın Derin devlet ile ilişkileri ve devlet desteği
Siyah-Beyaz gazetesine konuşan eski bakan Fikri Sağlar, ordunun Hizbullah’ı hem kullandığını hem de kurup finanse ettiğini iddia etmiştir. Bu kararın 1985’te verildiğini de belirtmiştir. Ancak bu konuda devlet arşivlerinde herhangi bir kanıt veya belge bulunmamaktadır.
Buna karşın güvenlik güçleri, Hizbullah’ın devrim sonrasında İran’dan maddi ve eğitim desteği aldığını; ayrıca İran’ın, bölgedeki terör örgütleri aracılığıyla İslami rejimler kurmayı amaçladığını öne sürmüştür.
Haftalık 2000’e Doğru dergisinin sahibi Doğu Perinçek, 16 Şubat 1992 tarihli sayısında, tanıkların ve Hizbullah yandaşlarının ifadelerine dayanarak, örgüt mensuplarının Diyarbakır’daki çevik kuvvet merkezinde eğitildiklerini yazmıştır. Hizbullah yandaşlarının kimliği ise açıklanmamıştır. Bu yazının yayınlanmasından iki gün sonra yazarı Halit Güngen, kimliği belirsiz kişilerce öldürülmüştür. Devlet ve Hizbullah ilişkisini işleyen haftalık Gerçek dergisinin Diyarbakır temsilcisi Namık Tarancı da, 20 Kasım 1992’de iş yerine gidiyorken silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmiştir.
Özgür Gündem gazetesi muhabiri Hafız Akdemir ise; Silvan’da Hizbullah üslubuyla işlenen iki cinayetten kaçan katilleri saklayan bir kişinin, altı hafta gözaltında kaldıktan sonra yargılanmadan serbest bırakıldığını savunurken, binlerce Hizbullah tutuklusunun cezaevinde olduğu bilinmektedir. Kendi dilinden Hizbullah kitabının yazarı ise, bu cinayetlerin Hizbullah’la mücadele eden örgüt veya gruplar tarafından psikolojik savaş için uydurulduğunu ileri sürmüştür.
1993 yılında Meclis Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı raporda; Hizbullah’ın, Batman’da güvenlik güçlerinden siyasi ve askeri eğitim ve destek gördükleri belirtilmiştir.
JİTEM’in kurucu olduğunu iddia eden emekli albay Arif Doğan ise, 17 Ocak 2011’de Ergenekon davası kapsamında verdiği ifadede; Hizbullah’ın camilerdeki müdahalelere karşı fikirsel mücadele vermesi için, Hizbul-Kontr (“Kontralar Partisi”) adlı bir yapı oluşturduğunu söylemiştir. Fakat Arif Doğan’ın akıl sağlığının bozuk olduğu anlaşıldığı için bu iddia ciddiye alınmamıştır.
Ceza Davası
Merhaba, bu Bing. Bu metni yeniden yazmaya çalışacağım. ?
Birkaç iş adamının İstanbul’da kaçırılmasının ardından Beykoz’da bir eve yapılan baskın, Hizbullah’a yönelik yurt çapında operasyonların başlamasına neden oldu. 17 Ocak 2000 tarihinde Beykoz’daki baskında Hüseyin Velioğlu ölü ele geçirildi ve Edip Gümüş ile Cemal Tutar yakalandı. Cemal Tutar’ın Hizbullah’ın askerî kanadının başı olduğu, Edip Gümüş’ün de örgütün üst düzey yöneticilerinden biri olduğu iddia edildi.
Bu olayın ardından Diyarbakır başta olmak üzere Hizbullah mensubu olduğu ileri sürülen çok sayıda kişi yargılanmaya başladı. Zaman zaman bazı sanıklar işkenceye maruz kaldıklarını öne sürdü. Bu tür iddialar Uluslararası Af Örgütü tarafından Acil Eylem planı kapsamında kaydedildi. Edip Gümüş ve Cemal Tutar’ın da yargılandığı davada; sanık Fahrettin Özdemir, 10 Temmuz 2000’de 59 gün gözaltında kaldığını ve işkence gördüğünü ifade etti. Cemal Tutar da, 11 Eylül 2000’de 180 gün gözaltında kaldığını belirtti.
Hizbullah davası Aralık 2009’da karara bağlandı. Sanıklar farklı sürelerde hapse mahkûm edildi, Edip Gümüş ve Cemal Tutar’ın da aralarında bulunduğu 16 kişiye müebbet hapis cezası verildi.
Militan eylemlerinden dolayı tutuklu olan Hizbullah’ın 23 üyesi, Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikle tutukluluk süresi 10 yılla sınırlandırılınca, 4 Ocak 2011’de serbest bırakıldı. Ancak adli kontrol şartına uymayan Hizbullah üyeleri ortadan kayboldu.
Hizbullah kimi destekliyor?
Hizbullah örgütünün İslami milliyetçilik Ümmetçilik Şii Cihatçılık Antiemperyalizm Batı karşıtlığı Antisemitizm Antisiyonizm, ideolojileri olduğu için filistinlilerin yanındadır.
Hizbullah Terör örgütü mü?
Genelde Arap ve Müslüman dünyasında yasal bir direniş örgütü olarak kabul edilen Hizbullah ABD, Kanada, İsrail, Avustralya ve Suudi Arabistan tarafından terörist ilan edildi.