Dün sabahın erken saatlerinde Gemlik Körfezi’nde iki deprem, birbirini izleyen 3 dakika içinde gerçekleşti. Bu sarsıntılar İstanbul’da da hissedildi ve uzmanlar tarafından sürekli uyarılar yapıldı.

Yer Bilimleri Profesörü Dr. Naci Görür, Gemlik ile ilgili uyarılarda bulundu ve “Fay hattı üzerinde bulunan bu 18 ilin kaderi, ne yazık ki Maraş ve Hatay’ınki gibi olacaktır.” ifadesini kullandı.

Marmara Denizi’ndeki Gemlik Körfezi’nde 5,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi ve İstanbul’da da hissedildi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından saat 10.42’de kaydedilen bu depremin ardından, aynı bölgede saat 10.45’te 4,5 büyüklüğünde başka bir deprem daha yaşandı. Bu iki deprem arasında sadece iki dakika bulunuyor.

Yer Bilimleri Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Gemlik depremi hakkında sosyal medya üzerinden bir uyarıda bulundu ve “Deprem, büyük ihtimalle Zeytinbağı Fayı’nın Gemlik Körfezi’ndeki bölümünde gerçekleşti. Bu fay, KAF’ın güney kolunun bir bölümüdür. Güney kol, yavaş hareket eden ancak stres biriktiren bir fay zonudur.” ifadelerini kullandı.

"Biz şimdi depremi kuzey kolda bekliyoruz. Şu an bir sıkıntı görmüyorum ama Gemlik’te önlem alınarak bu yerleşim alanı deprem dirençli hale getirilmelidir.  Bu kentimizin yeri çok tehlikelidir ve doğrudan Gemlik fayının üzerindedir. Geçmiş olsun."

Görür, katıldığı bir programda ise 18 ili uyarıp "Fay hattı üzerinde yaşayan bu illerin kaderi, üzülerek söylüyorum kaderi Maraş, Hatay gibidir." dedi.

18 il arasında yer alan Eskişehir, Denizli, Muğla, Erzincan, Kayseri, Tokat, Kahramanmaraş, Hatay, Kocaeli, Osmaniye, Bingöl, Konya, Erzurum, Aydın, Balıkesir, Burdur, Manisa, Hakkari için önemli uyarılarda bulunan Görür, "Direkt fayın üzerinde yaşıyor bu iller. Bunların altındaki faylar oldukça güçlü. Ve her kentte 7 ve üzerinde deprem oluşturmaya kapasiteleri var." değerlendirmesinde bulundu. 

Görür, bu illerde deprem olması durumunda zarar ve kayıpların anormal derecede fazla olacağının altını çizdi.

"Adana'da biz sizin uyarılarınız üzerine gittik komşularla konuştuk. Bir apartmandaki sıkıntılı durumu oradakilere izah ettik. O apartmadakiler bunu kabul etmemiş. Beni dinleyen kişi 'Bizim halimiz vaktimiz yerindeydi, biz oradan ayrıldık' diyor. Şimdi size hayır diyenlerin hiçbiri yaşamıyor diyor. Erkenek'te bir grup bana video göndermiş; 'Hocam size saygılar sunarız. Siz çok uyardınız. Biz dinlemedik. Şimdi Erkenek yok' diyor.

Depremin olduğu gün saat 6'ya doğru benim telefonum çaldı. Ben telefonumu genelde açık bırakırım. Çünkü uygunsuz saatte çaldıysa ya çocuklar ya da deprem olmuştur. Gazeteciler beni aramaz o saatte. Ben kalktım o saatte baktım beni WhatsApp'tan biri görüntülü arıyor. Bir hanım gördüm. Önce tam anlamadım. Loş bir ışıkta saç baş karışık. Tam görünmüyor da bir baktım yanında da bir kız çocuğu var; 'Hocam bizi kurtar' diyor. Yani düşünün o sabah ben mübalasız 4 5 saat ağladım."