Üzüm ülkemiz açısında önemli bir meyve. Özellikle Manisa'da çok fazla alanda çok fazla çeşit üzüm üretimi yapılıyor. Fakat üzüm üretiminin yapıldığı tek şehir elbette sadece Manisa değil. Ülkemizde Mersin ve Antalya gibi illerde üzüm üretiminde öne çıkan şehirler arasında yer alıyor.
Özellikle Antalya'nın Akseki ilçesinde 1990'lı yıllardan beri yaygın şekilde üzüm üretimi yapılmakta. Kütük sistem bağcılıktan yüksek sisteme geçen bölge çiftçisi kendini geliştirmeye devam ediyor.
Temmuz ayında üzüm hasadının başlaması bekleniyor. Çiftçiler geçen yılı hastalıklar ve kuraklık nedeniyle kayıp bir olarak adlandırıyor. Bu sezon ise kalite ve verimden memnun olduklarını dile getiriyorlar.
Murtiçi Mahallesi'nde yaklaşık 5 dönümlük alanda üzüm üretimi yapan Enver Öztürk, “Mevsimin ilk yetişen üzümlerimizin cinsi İlkeren cinsi üzümlerimiz ilk bunlar oluyor. 15 gün sonra kesime gelir. Sofralara iner, üzümlerimiz yavaş yavaş rengini almaya başladı. Aromasını bekliyoruz. Yavaş yavaş yetişiyor.
Kısmet olursa pazara gireceğiz. Bu emeğin sevginin her şeyin karşılığıdır. Bakarsan bağ, bakmazsan dağ. İnsan yetiştirdikçe baktıkça mutlu oluyor. İlkeren'den sonra yetişen üzümlerimizden çeşit olarak kardinal üzümdür.
Ağustos sonuna kadar sofralardan inmez. Daha sonra alfons gelir. Murtiçi'nde en güzel pazarı olan üzüm çeşididir. Bu yıl geçen seneye göre hastalık daha az. Rekoltemiz geçen yıla göre yüzde yüz oranda üzüm alacağız. Genel anlamda bir zararımız yok. Gayet güzel ve mutluyuz” sözleri ile bu seneki beklentisini ifade etti.
''Pandemiden Sonra Bağcılığa Başladı''
Enver Öztürk, kendisinin ve ailesinin Antalya'da esnaflık yaptığını dile getirdi. 2019 yılında Covid-19 pandemisinin ardından köye dönüş yaptığını anlatan Öztürk, o günden beri 5 dönümlük alanda üzüm yetiştirdiğini söyledi. Öztürk, “Ben Antalya’da 43 yıl esnaflık yaptım. Pandemi dolayısı ile bu işi bıraktım ve bağcılığa başladım. 3 yıldır uğraşıyorum” dedi.
“Rekolte İkiye Katladı''
Erkenci üzümlerinin hasat edilecek seviyeye yaklaştığını söyleyen Öztürk, “İlkerenlerimiz kızarmaya başladı. 15 gün sonra hasat yapmaya başlayıp satılığa çıkaracağız. Daha sonra kardinal cinsleri sıraya gerecek ve arkasından redglobe, alfons gibi çeşitlerimiz çıkacak. Bu yıl geçen yıla göre daha güzeliz. Geçen yıl yüzde 30 gibi çok düşük bir ürün aldık. Genelde pekmezlik bir üzüm oldu. Sofralık olmadı.
Bu yıl yüzde yüz rekoltede artışımız var. Elhamdülillah beklentimiz çok iyi. Bu sene çok iyi verim bekliyoruz. Üzümlerimiz çok iyi. Eşe dosta yedireceğiz. 15 gün sonra İlkerenler sofraya inecek. Temmuz sonu gibi kardinal çeşitlerimiz girecek. Ağustos 15-20 arası redglobe ve alfonslar devreye girecek ve eylül ayı gibi de son kalan üzümlerimizi pekmez yapacağız ve kışında dudaklarımızı tatlandıracağız” sözlerini ifade etti.
''İşçiliklerimizi En Doğru Şekilde Yapıyoruz''
Üzümde sulama ve ilaçlama gibi işleri profesyonelce yaptıklarını söyleyen Öztürk, “Bağlarımız yerden yüksek sistemdir. Damlama sulama sistemlerimiz var. Su sıkıntımız yok. Sulama sorunumuz bulunmamaktadır. Kooperatifimizin sulama sistemi var.
Yer altı sulama sistemimiz var. Sulama saatlerimizi açarak 3-5 saat kendiliğinden sulanıyor. İlaçlama sistemimizi de profesyonel sistemlerle yapıyoruz. Teknik yapıyoruz ve dolayısı ile verim artıyor ve rekolte yükseliyor. Şu ana kadar her şey çok güzel rekoltemiz inşallah yüzde yüz olacak'' dedi.
“Temmuz 15'den Sonra Fiyatlar Belli Olur”
Geçen yıl her ne kadar verim düşük olsa da fiyatlardan memnun olduklarını söyleyen Öztürk, “İnşallah bu yılda enflasyon oranında artacaktır. Emeğimizin karşılığını alacağız. Fiyatlarımız 20 gün sonra pazar açılır ve fiyatlar belirlenir. Bizim ürünlerimiz genelde turizme gidiyor. Oteller alıyor. Fakat şöyle bir şey söylemek istiyorum. Ben buraya şehirden geldim. Kendi çapımda sabah erken kalkıyorum.
Sabah ve akşam üzeri 2-3 saat çalışıyorum. Kendi beklentilerim bir asgari ücret kadar karşılıyor. Şehirden kaçmak isteyenlere, emekli olmak isteyenlere tavsiyem kendilerini şehirlerde çürütmelerini tavsiye etmem. Gelsinler köylerine dönsünler arazilerini atıl halden kurtarsınlar, hem de bir uğraş olur. Ekonomilerine katkı olur, spor olur, sağlıklı kalırlar. Kendim kalp hastası insandım ama köyüme dönüp bağcılıkla uğraşmaya başladığımdan itibaren daha iyiyim” ifadelerini kullandı.
“Akseki’de Pekmez ve Üzüm Markadır”
Üzümlerinin tüm Türkiye'de pazarlarda yerini aldığı söyleyen Öztürk, “Bizim üzümlerimizin pazar sorunu yok. Üzümlerimiz toptan olarak İç Anadolu’ya kadar açılıyor. Nereye satacağız derdimiz yok. Zaten Akseki üzümü ve pekmezi ile meşhurdur. Herkesin tüketebileceği şekilde kaliteli üzümdür.
Rakım olarak ne çok yüksek, ne çok düşük. Buranın havası üzüme çok iyi gelir. Buranın üzümünü başka yerde bulamazsın. Akseki’nin üzümü bir markadır. Herkese tavsiye ederim. Pazarımız çok güzel. 5 dönüm üzüm bağından 10 ton hasat yapacağım” dedi.
Antalya'nın Akseki ilçesinde 1990'lı yıllardan itibaren her yıl biraz daha artan üzüm üretimi günümüzde 25 bin dekarlık alanda yapılıyor durumda.
