Alaşehir ve Sarıgöl’de Saadet zinciri sistemiyle şeker alım satımından kar payı verilmek üzere para toplanıp dolandırıcılık yapıldığını da öğrendik. Çalıştığı maaşından kıt kanat biriktirdiği, bağı...

Alaşehir ve Sarıgöl’de Saadet zinciri sistemiyle şeker alım satımından kar payı verilmek üzere para toplanıp dolandırıcılık yapıldığını da öğrendik. Çalıştığı maaşından kıt kanat biriktirdiği, bağında bahçesinde emek verip alın teri dökerek kazandığı parayı, bazıları da evini arabasını satıp bu sisteme katıp kardan pay alma umuduyla verdiğini öğrenmiş olduk. Ülke genelinde bu tip dolandırıcılık olaylarını hep duyarız. İste tosuncuk vakası. İnsanlar adına çiftlik kurup inek yetiştirip süt satıyorum vaadiyle milyonlarca lira para götürüldü. Çiftlik kurmak inek yetiştirmek o kadar kolay ve karlı olsaydı bugün hayvan yetiştiricileri iflas etmez, tüketici de ucuz et süt bulabilirdi. Tarihimizin dolandırıcılık olayları maşallah çok zengin. Yakın tarihte; Banker Kastelli olayı, Jet Fadıl, Yimpaş gibi kar payı dağıtan organizasyonlar hep hüsran ile neticelendi. İşin aslı kanunlarımızda; bu konuda yasal boşlukların olması. Bu yasal boşluklar en kısa sürede doldurularak bu tip organizasyonlara fırsat verilmemeli. Ülke ekonomisinin belirsizliği, yatırım araçlarındaki çok fazla değişkenlik, bugünden yarına ne olacağı konusunda kimsenin öngörüsü ve bilgisinin olmaması da parası olanların yatırım tercihlerini etkilemektedir. En önemlisi de; birilerine güvenerek kayıt olmadan, sözleşme imza olmadan bu kadar paraların birilerine aktarılması. Bu kadar büyük paralar sisteme dahil olmadan nasıl bu kadar el değiştirebiliyor, inanılacak gibi değil.