Seçime saatler kala hatırı sayılır ekonomistler ülkemiz ile ilgili ikazlarda bulunmaya devam ediyor. Özetle dillendirilen nokta şu; “Türkiye son birkaç yıl içinde pahal...
Seçime saatler kala hatırı sayılır ekonomistler ülkemiz ile ilgili ikazlarda bulunmaya devam ediyor. Özetle dillendirilen nokta şu; “Türkiye son birkaç yıl içinde pahalılıkla ve yüksek enflasyonla tanıştı. Ama farklı bir şey geliyor. Tüm krizleri unutun. Zira iktisadi durağanlığın yanı sıra çok ciddi bir finansal krizle karşı karşıyayız.” Yani ekonomistlerin dikkat çektiği seçim sonu para bulmanın sorun olacağı ama döviz bulmanın imkansıza yakın olacağı bir döneme giriyor Türkiye. 14 mayıs tarihinde yapılan seçimde artık bu ve benzer söylemlerin çok fazla siyasal karşılığı olmadığını test ederek görmüş olduk. Ülkemizde var olan yüksek enflasyona rağmen seçmen davranışları büyük ölçüde değişmedi ve Ak Parti’ye olan desteğini bariz bir şekilde ortaya koydu. Ama ekonomistlerin asıl üzerinde durduğu, dövize ulaşmanın imkansız hale gelmesi ne anlama geliyor, bunun üzerinde biraz düşünmek lazım. Merkez Bankası döviz rezervi yaklaşık 21 yıl sonra eksiye düştü. Yurtdışından bulunan swap anlaşmaları ve alınan borçlar herkesin malumu zaten. Seçim döneminde yapılan bonkör harcamalar ile merkez Bankası’nın ne durumda olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Gelen bilgilere göre şu anda üretim yapabilmek için ithalat yapmak zorunda olan firmalar sınırlı sayıda döviz alabiliyor. Yani döviz satışları sınırlandırılmış durumda ve hepsinden önemlisi bankalardaki döviz fiyatı ile kara borsadaki ya da serbest piyasadaki döviz fiyatı arasındaki barz bir farkın oluşması. Ekonomistlere göre bunun tek bir açıklaması olabilir. O’da döviz yokluğu. Ekonomistlere göre Türkiye'nin hiç dövizinin olmaması için yaklaşık 1 milyar dolar döviz bulması gerekiyor. Yani artık hazine de eksiye düşmüş durumda ve onlar da ne yapacağını çok fazla bilmiyorlar. Döviz kurunu sabit tutabilmek için Kur korumalı mevduatlar vardı biliyorsunuz. Döviz şayet alacakları faiz dövizin altına düşerse devlet üstüne pay verecekti. Devlet şimdi bu adamlar paralarını çekmesinler diye artı %35 gibi bir faiz ekliyor. Bu şu anlama geliyor; dolara artı %35 faiz verebilen yeryüzündeki hiçbir ekonomi ayakta kalamaz. Dolar yada Euro. Bu bir nokta da şu anlama da geliyor. Eğer dolar milyoneri iseniz hiç üretim yapmanıza gerek yok. Parayla para kazanabilirsiniz. Ekonomistler bu durumu; “Türkiye aslında deklare edilmemiş bir iflas ile karşı karşıya” şeklinde yorumluyorlar. Ekonomistlerin bu anlattıklarına bakılarak, krizin suni teneffüs ile ön alınmaya çalışıldığını rahatlıkla anlayabiliriz. Seçimden sonra neler olacağını hep birlikte izleyeceğiz. Tabi anlatılan bütün bu olumsuz ekonomik tabloya karşı, yönetimdeki siyasi iradenin tedbirinin olmadığını düşünmekte sağlıklı bir analiz olmaz. Pazar ola hayrola.
Hatice Özgü