Dünyaca ünlü çekirdeksiz sultani üzüm diyarı Manisa’da festival sezonu başladı.
Türkiye’nin %70 üzüm üretimini karşılayan ve her yıl sofralık ve kuru üzüm ihracatıyla ülkemize döviz kazandıran dünyaca ünlü sultani üzümlerimizi daha geniş kitlelere tanıtmak ve sembolleştirmek için düzenlenen festivaller ilçelerde boy göstermeye başladı.
Üzüm diyarı Sarıgöl’de ilk kez 2004 yılında yapılmaya başlanan Sultani Üzüm Festivali’nin bu yıl 16. sı düzenlenecek. Diğer ilçelerde de yeni yeni düzenlenmeye başlanan üzüm festivallerinde sona gelindi. Manisa’da en kaliteli ve modern üzüm yetiştirilen Sarıgöl’de her yıl zirveyi gören üzüm festivali ilçeye binlerce ziyaretçi çekiyor. Bu yıl 13-14-15 ve 16 Eylül tarihlerinde düzenlenecek festival hazırlıkları hız kazanmış durumda.
Üzüm bölge insanı için ana geçim kaynağı, adına düzenlenen festivallerde oldukça önemli. Çevre il ve ilçelerde de dahil olmak üzere birçok üzüm festivalini bizzat gezip gören biri olarak festivallerde tespit ettiğim bir takım sorunlar var. Üzüm festivallerinde yapılan birkaç etkiliğin dışında konser, panayır ve yemek ağırlıklı konseptler festival programı dolduruyor.
Festival boyunca sanatçısından etkinliğine her yaş grubu ve kesimin keyif alabileceği imkânlar sunuluyor. Fakat, üzüm festivalinin ana temasına yeterince vurgu yapılmadığını gözlemledim. Üzüm ve üzümden yapılan diğer ürünler, pekmez, reçel, sirke, asma yaprağı, pekmez lokumu vb. diğer ürünleri maalesef yeterince göremiyorum.
Yapılan birkaç etkinliğin dışında işin hemen eğlence boyutuna geçiyoruz. Yani yeterince tanıtıma ağırlık vermiyoruz veya veremiyoruz. Hiç bir şey yapılmıyor değil, tabi ki sembolik üzüm çiğneme etkiliği üzüm çeşitlerinin tanıtıldığı platformlar yapılıyor, güzel şeyler ancak, az önce bahsettiğim konser ve yemek bölümü odak noktayı dağıtıyor. Elbette yemek olacak, konser olacak, bunlar festivalin birer gerekliliği. Fakat şu örneği de veremeden geçemiyorum. Üzümün başkenti Manisa, ama asma yaprağı olarak Tokat yaprağı markalaşmış. Manisa genelinde düzenlenen festivallerde yaprak teması demek ki yeterince işlenememiş ve markalaşmamış.
Manisa üzümü ve bağlarının kalitesi Türkiye’de hangi ilde var. Her bölgenin kendine has ürünleri vardır. Ama biz bizim olanı başka bir şehir kaptırmışız. Neden, tanıtamamışız, üstüne düşmemişiz bu alanda Kooperatifleşememişiz yeterince destek verememişiz. Festival düzenlemişiz ama yaprağı da ön plana çıkarmamış veya çıkaramamışız. Bu noktada bir eksikliğimiz var. Ferstival boyuncu düzenlenen yan etkinlikler ana temanın önüne geçmemeli. Yine bir üzüm festivali arifesindeyiz. Bu yılki festival bize neyi getirecek, yine konser,yemek konseptimi ağır basacak yoksa festivalin yapılış amacı olan üzümü ve çeşitlerini daha ön planda tutabilecek miyiz, yaşayıp göreceğiz.