Gazetecilere hakaret edip tehditler savurmak şimdinin sorunu olmadığı gibi gelecekte de sıkça raslanacak muhtemelen. Bu durumun son örneği malesef geçtiğimiz günlerde ilimiz Manisa'da yaşandı. 

CHP'nin kendi listelerinde yer vermesiyle zoraki meclise girebilmiş bir partinin manisa milletvekilinin danışmanı Manisa'nın köklü bir gazetesi ve haber sitesini tehdit etmiş. 

Tehdit ve hakaret olayının yaşanmasına sebeb olan nedene bakalım ilk önce. DEVA Partisi Manisa Milletvekili Sayın Selma Aliye Kavaf, 8 Eylül Manisa’nın kurtuluşu törenlerine katılıyor. Manisa Olay Gazetesi ve manisakulishaber.com haber sitesi şimdiye kadar pek ortalarda görünmeyen Sayın Selma Aliye Kavaf'ın programa katılmasını eleştirisel bir dille haber haline getiriyor. Olay işte bundan sonra patlak veriyor. Selma Aliye Kavaf'ın basın danışmanı zat Manisa Olay Gazetesi ve manisakulishaber.com haber sitesi yetkililerine verip veriştiriyor. Tehditler, hakaretler havada uçuşuyor. Sen misin o, Selma Aliye Kavaf hakkında öyle haber yapan. 

Siyasetin medyaya ayar verme, yol gösterme refleksi her zman olmuştur. Danışman arkadaş ta sanırım bu akıma kapılıp kafasının estiği doğrultuda ani çıkışlarda bulunmuş. Öyle ya; onlar siyasetçi, milletin vekili. Hal böyle olunca her şey karışma her şey hakkında söz sahibi olma, hatta hoşuna gitmeyen durumlarda ne yapılması ne söylenmesi gerektiğini bildirmek onların doğal hakkı. Sayın danışmanda bu anlayışla kapamış ağzını açmış ağzını Allajh ne verdiyse saydırmış. Umarım gerekli merciler harekete geçer de yapanın yaptığı yanına kar kalmaz. 

Halbu ki değil bir vekil, bu gün sıradan hangi insana sorsan; eleştiri hakkının anayasal bir hak olduğunu, ve kimse ile sınırlı olmadığını bilir. Yeterki hakaret ve yalan olmasın.  Bu gün televizyonlarda, gazetelerde, internet haber sitelerinde ve sosyal medyada eleştirilmeyen bir devlet büyüğü var mı? Eğer eleştirilen her devlat adamı bu şahsın yaptığını yapmış olsaydı orta da ne bir medya kalırdı ne basın özgürlüğü ne de eleştiri özgürlüğü. 

Selam Aliye Kavaf aslen Denizli'den. Manisa'lı değil. Gerçi Manisa'lı olmayan tek vekil O'da değil. Ama konumuz bu değil. Sayın vekilin, Manisalı olmamanın verdiği negatif pozisyonu artıya çevirecek bir girişimde bulunduğunu şimdiye kadar görmedim. (Gören varsa lütfen beni aydınlatsın. Yazımın altına yorum kısmına düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.) Hal böyle iken birde vekilin basın danışmanının  bu tür tasvip edilemez hareketler içine girmesini, "suç bastırma haleti ruhiyesi" olarak algılayabiliriz.

Sayın vekilin bu olanlardan haberi varmıydı yokmuydu bilmiyorum. Kendisine tavsiyem; "en kısa sürede kendisine yeni bir basın danışmanı arayışı içine girmesi" olacaktır. Basına hakaret etmekle, tehdit etmekle nereye varacağınızı sanıyorsunuz ki?