Türkiye 31 mayıs yerel seçimlerine koşar adım giderken, Türk siyaseti neredeyse İstanbul seçimlerine kilşitlendi. İyi Parti'nin adayından tutun, Yeniden Refah Partisi'nin aday çıkarıp çıkarmayacağı tartışılırken, diğer taraftan Başak Demirtaş'ın DEM Partisi'nden aday aolup olmayacağı Türkiye gündemini meşgul ediyor.
İstanbul'da bütün partilerin ya da birçok partinin aynı anda aday göstermesi demomrasi adına çok önemli bir katkı. Cumhur ittifakı bir yerde blok olarak durup Murat kurumun arkasında durmayı başarırken, muhalefet cephesi darmadağın oldu ve muhalefet cephesinde birçok parti aday gösterdi. Dolayısıyla karşımızda sımsıkı kilitlenen bir cumhur ittifakı, darmadağın olmuş bir muhalefet bloğu var.
Cumhur İttifakı, Ekrem İmamoğlu'na karşı adayının kazanma ihtimalini düşük gördüğü için muhalefet cephesini ne kadar parçalarsa, ne kadar bölerse o kadar avantaj olarak görüyor. Dolayısıyla Cumhur İttifakı dimdik ayakta duran bloğu ile seçimi o kadar rahat kazanabilir hesabını yapıyor.
Başak demirtaş'ın aday olma ihtimali gündeme gelince Cumhur İttifakı medyası bu olayı o kadar köpürttü ki DEM Parti'yi İstanbulda aday göstermek zorundaymış gibi yansıttı. Yaaşanan gelişmeler, İstanbul seçiminin Cumhur ittifakı için ne kadar önemli olduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ne kadar önemli bir oyun kurucu olduğunu gösteriyor.
Ak Parti'nin İstanbul seçimini bu denli önemsemesinin arka planda bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekrem İmamoğlu'nun masada olma ihtimali olması yatıyor. İstanbul'da dimdik ayakta duran Ekrem imamoğlu'nun seçilmesi demek bir sonraki cumhurbaşkanlığını kazanma ihtimalinin hala masaüstünde durması anlamına gelecek. Ama İstanbulun Cumhur İttifakı adayı tarafından kazanılması demek bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimine güle oynaya gidilmesi anlamına gelecek.
4,5 sene Türkiye'de seçim yapılmayacak İstanbul'u da kazanırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eli o kadar güçlenecek o kadar rahat olacak ki. tarif edilemez. Kamuoyunda "Cumhur İttifakı bir daha hiçbir seçimi kaybetmez" tavrı ve psikolojisi iyice oturmuş olacak. Vergiler, zamlar, enflasyon hiç birinin anlamı kalmayacak. Çünkü önümüzde seçimsiz bir 4,5 yıl olacak. Ekonominin bu denli dibe vurmuş halinde bile Cumhur İttifakı rahatlıkla İstanbul'u alabiliyorsa, seçimsiz 4,5 yılın sonunda Cumhur ittifakı'nın elde edebileceği başarı hikayelerini varın siz düşünün.
Cumhur İttifakının geleceğini belirlemesi açısında bu seçim hayati önem taşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi hayatında yaşadığı bir tane kabusu, bir tane travması var. O da bir değil aynı seçimde iki defa yenildiği Ekrem imamoğlu. Dolayısıyla Cumhur ittifakı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bu seçimlerde zafer kazanarak hem önceki seçimlerin rövanşını almış olacak hemde İmamoğlu'nu bir sonraki seçimler için oyun dışı bırakmış olacak.