CHP Lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ‘AK Parti Genel Merkezi’nde yaptığı görüşmeden sonra sanki bir değişim geçirdi. Sanırım bu 'Türkiye’nin sorunlarını Erdoğan’a aktarabilmenin' rahatlığından kaynaklanıyor. Öyle anlaşılıyor ki Özgür Özel, Erdoğan’ın CHP için söylediği “kullanışlı aparat” ifadesini haklı çıkaracak gibi görünüyor.
İlk önce şunu bilmekte fayda var. Bu görüşme Türkiye’nin önümüzdeki yıllarını şekillendirmesi açısından hayati öneme sahip. Kafamızda yapacağımız kurguyu bu ana temel üzerine oturtmamız gerekir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 Mayıs’ta ana muhalefet partisinin genel başkanı ile görüştü. 8 yıl aradan sonra bu ülkenin en tepesindeki lider, CHP Genel Başkanı'nı kabul ediyorsa bu elbette önemli. Ancak görüşme sonrası Özel’in lâl kesilip sessizliğe bürünmesi hayra alamet gibi görünmüyor. Özel, AK Parti Genel Merkezi’nde yapılan görüşme öncesi ile sonrasında iki ayrı kişilik gibi duruyor.
Bir tarafta, Erdoğan ile buluşmadan bir gün önce anayasa değişikliği çerçevesinde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşen ve sonrasında kamuoyunun beklediği açıklamayı yapan Özgür Özel, diğer tarafta Erdoğan ile bir buçuk saat görüştükten sonra kamuoyunun beklediği açıklamayı yapmayıp sessizliğe dalan Özgür Özel.
1 saat 35 dakika süren görüşme protokol sohbeti dışında, Özel’in konuşup Erdoğan’ın dinlediği şeklinde gerçekleşiyor. Elbette diyalog önemli. Özel’in Kurtulmuş ile gerçekleşen görüşmesi sonrasında dediği gibi, siyasiler görüşemiyorsa kenarda birileri ellerini ovuşturuyor demektir. Lakin görüşme birisinin emellerine alet olmak anlamına da gelmemeli. Çünkü asıl olan vatandaşın beklentilerinin giderilmesidir.
Erdoğan seçimde ikinci parti konumuna düştüğü için doğal olarak koltuğunda oturmaya devam etmesini sağlayacak çıkış yolları arıyor. Bunun için başvurduğu yöntemlerden birisi siyasi havayı yumuşatma isteği. Biraz zihnimizi yoralım. Erdoğan, 7 Şubat’ta yani daha iki ay önce yerel seçimlerde partisinin Şanlıurfa belediye başkan adaylarını tanıtmak için gittiği Şanlıurfa’da ana muhalefet partisinden “Türkiye üzerine hesabı olanların kullanabileceği bir aparat haline gelmiş olan CHP!” diye söz etmişti. CHP’nin, PKK’nın siyasi uzantılarıyla kirli pazarlıklar yürüttüğünü öne sürmüştü. Evet iki ayda CHP'de ne değişti de Cumhurbaşkanı Erdoğan böyle bir dönüş yapma gereği duydu.
CHP’ye ‘Türkiye üzerine kötü emeli olanların aparatı’ diyen, seçim öncesinde DEM Parti ile seçim işbirliği yapma görüşmeleri yürüttüğü için ana muhalefet partisine “CHPKK” yakıştırması yapan zihniyet, şimdi aynı siyasi yapı ile yeni anayasayı yapmak istiyor. Bu size tuhaf gelmiyor mu? Daha önceki yazılarımı takip edenler, Cumhurbaşkanı Erdoğan için "kurt siyasetçi, seçim kazanma makinesi" ifadelerini kullandığımı iyi bilir. Evet Cumhurbaşkanı Erdoğan bizi yanıltmıyor.
31 Mart seçimlerinin mutlak galibi CHP’nin yeni lideri, Erdoğan’ın yumuşama ve yeni anayasa konusundaki sözlerine inanıyorsa yapması gereken tek bir şey var; Erdoğan’a bir fırsat tanımak. Ne demişti Özgür Özel Numan Kurtulmuş'a; "Uyulmayacaksa, yeni Anayasa yapmaya gerek yok." Özel, Erdoğan'dan bugüne kadar anayasaya aykırı atılan bütün adımların telafisini istemeli. Bu istek CHP'yi ülkenin birinci partisi konumuna getiren vatabndaşın isteği aslında. Vatandaşın CHP'den beklentisi de bu yönde. CHP yüzde 25 sınırını aşıp yüzde 38'e çıkmışsa bunun ardında yatan sebep vatandaşın bu beklentisidir. Bir silkinme ve kendine gelme refleksi. Bu ülkenin birinci partisi olan CHP, Erdoğan’a anayasaya uyduğunu gösterme fırsatı tanımazsa, durumu geçmişte ‘Açılım Süreci’ ya da ‘Barış Sürecini’ yürüten dönemin HDP’sinden farksız olmaz.
Kulislere yansıyan konuşmalara bakılacak olursa, öyle anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, yumuşama konusunda samimiyetini CHP’ye ve kamuoyuna göstermek için bazı adımlar atacak. 28 Şubat'ın tutuklu komutanları ve Osman Kavala gibi birkaç isim serbest bırakılacak gibi görünüyor. Bu adımlar daha büyük ve somut beklenti içinde olan vatandaşı tatmin edecek mi ilerleyen günlerde göreceğiz.