İsrail'in Gazze'de yaptığı saldırılar neticesinde yaşamını yitiren masum insan sayısı 23.000 bini aştı. Bu korkunç bir rakam. İsrail Askerleri adeta Gazzeyi dümdüz etti. Gazzede şimdi durum çok çok daha kötü. Artık bundan sonra orada bir hayat kurmak, orada tekrar normalleşmeye başlatmak neredeyse imkansıza yakın. Ama bunların ötesinde daha vahim olan bir durum varki Arap Dünyası'nın, Müslüman Alemi'nin bu katlima sessiz kalması. 

Ama geçtiğimiz günler bir gelişme yaşandı. Güney Afrika'nın başvurusuyla Lahey Adalet Divanı'nda İsrail yargılanmaya başlandı. Bir çok kişi sizde eminim, "bu mahkemenin hiç de önem olmadığı, İsrail'in hiçbir şeyi takmayacağını" aklınızdan geçirmişsinizdir. Ancak Güney Afrika'nın bu davaya çok sıkı bir şekilde hazırlanmış olması  ve  başvurunun medyada çok güçlü bir karşılık bulması dünya kamuoyunu bu mahkemeye kilitlendi. 

Şimdi burada sormamız gereken bazı sorular var. Güney Afrika'ya kadar, özellikle Arap'lar başta olmak üzere bu davayı açabilecek İslam coğrafyasından tek bir tane devletin çıkmaması çok ilginç çok enteresan bir gelişme. Bütün Arap üve Müslüman ülkeler İsrail ile ilişkilerini bozmadan hayatlarına devam ediyorlar. Bu sadece bana mı ilginç geliyor bilmiyorum?
Normalde savaşlar yahut terörle mücadele askerlere ya da terör örgütü mensuplarına karşı yapılır. Ama Filistinde durum bambaşka. İsrail saldırıları neticesinde 23.000'i aşkın insan öldü. Bunların kaç tanesi Hamas militanı, kaç tanesi elinde silah olmış ve İsrail'e saldırma potansiyeli olan militan. Malesef bilmiyoruz. Savaşı ateşleyen Hamas militanları ama cezasını çekenler Filistin halkı. 

İsrail adeta, "benim bir vatandaşımı öldürürseniz sizden en az 30 - 40 kişi öldürürüm" havası estiriyor ya da korkusunu salıyor. Peki orada yaşayan çocukların bundan haberi var mı? Tabiki yok. Bombardıman sonucu beton yığınları altında kalan masum çocukların hiç bir şeyden haberi yok. Yani Hamas, aslında ters psikolojiyle popülaritesini artırıp militan kazanma peşinde koşarken olan masum Filistin'lilerin yavrularına oluyor.   

Birleşmiş Milletler tarafından İsrail'le yaptırım uygulanmıyor. Biliyorsunuz, BM Güvenlik Konseyinde veto yetkisi olan 5 ülke var. Bunlardan birisi de Amerika Birleşik Devletleri. İsrail ne yaparsa yapsın orada veto hakkını kullanarak İsrail'e karşı yaptırımların tamamını izole etmiş oluyor. Gerçi BM'nin de böyle yaptırım yapma derdi olduğunu da görmüyorum zaten. 

Ama şunu gözden kaçırıyor Batılı ülkeler. Batılı toplumların neredeyse tamamında çok ciddi bir Müslüman nüfus var. Bu Müslüman nüfus, kendilerini yöneten batılı liderlerin İsrail'in yaptığı saldırılar hususunda dengeleyici ve barışa hizmet eden bir tavır alıp almadığına, sivillere yönelik yapılan saldırılara tepki verip vermediğine bakıyor. Batılı liderlerin gözden kaçırdığı önemli bir husus var. İsraile sessiz kalmaları, kendi içlerinde yaşayan Müslümanları ötekileştiriyor. Barışın ve evrensel insan haklarının yanında duramadıkları için milyarlarca euro harcayıp kendi içindeki Müslüman toplumların entegrasyonunu sağlamak isteyen devletlerin, böyle bir hadiseyi nasıl ıskaları, görmezden gelmeleri anlaşılır gibi değil. Batılı liderler bunu göremedikleri için binlerce müslüman çocuğun Hamas'ın tuzağına düşmesine neden oluyor. 

Umarım Güney Afrika'nın başlatmış olduğu bu insanlık mücadelesi Lahey Adalet Divanı'nda yankı bulur ve bu insanlık dramı en kısa sürede sona erer.