Ak Parti 2019 seçimine İstanbul'da, geçmişte Başbakanlık yapmış Binali Yıldırım'la Ankara'da da uzun süre Erdoğan'ın kabineleri görev almış ve Şehircilik Bakanlığı gibi belediyecilikle çok yakından alakalı olan Mehmet Özhaseki ile girmişti. Yani Ak Parti, çok iki ağır topla girdiği seçimi kaybetmişti. İstanbul'da, Beylikdüzü Belediye Başkanı olan, benim gibi adını şanını hiçbirimizin bilmediği Ekrem İmamoğlu geldi, bir kere de değil iki kere Binali Yıldırım'ı yenmeyi başarmıştı. Benzer bir durumda Mansur Yavaş ile Ankara'da yaşandı.
Şimdi 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak seçimlere katılacak adaylara bakalım. Ankara'daki aday kim? Turgut Altınok. MHP kökenli bir aday. İzmir'de Hamza Dağ. İzmir seçmeninin sempatiyle bakmasının, CHP cenahından oy kopartmasının imkansız olduğu bir adayla giriyor seçime. Bence İzmir'de Ak Parti, seçimi kazanmak için değil muhafazakar kitleyi motive etmek ve oylarını korumak için uğraş veriyor. Yani Ak Parti'nin İzmir'de seçimi kazanma ihtimali üstüne bir hesap yapmadığını ve hesabının tamamen İzmir'de oylarını korumak, artırabiliyorsa bir iki puan artırmak üstüne inşa ettiğini söyleyebiliriz.
Ankarada Turgut Altınok da MHP kökenli, ülkücü kökenli bir aday. Ak Parti, Mansur Yavaş'a buradan rakip çıkartmaya çalışmış. Zira biliyorsunuz Mansur Yavaş da ülkücü kökenli. Mansur Yavaş CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı olmasına rağmen hala ülkücü olduğunu söylüyor. Ak Parti, Turgut Altınok'u Yavaş'ın karşısına koyarak seçim kazanmaya çalışacaklar. Şimdi Turgut Altınok karşısında kim var? Mevcut Belediye Başkanı Mansur Yavaş. Şunu aklınızdan çıkarmayın. Mevcut icracı ve başarılı belediye başkanlarının seçim kazanma ihtimalleri her zaman çok yüksektir. Seçime 1-0 önde başlar.
Bunun için şimdiye kadar hep söylediğimiz gibi, muhalefet kazanacak adayla çıkmak zorunda. Halihazırdaki bir belediye başkanı icraatlarıyla konuşacağı için orada büyük değişiklikler yapmaya gerek yok. Fecaat bir performans göstermedi ise, mevcut belediye başkanı karşısına çıkacak aday karşısında bir kaç gömlek ilerde olacaktır. Tam bu noktada CHP İzmir adayının açıklanması konusunda çok akıllıca hareket etti. Adayını açıklamak için, Ak Parti'nin adayını belirlemesini bekledi. Bu durum CHP'nin elini kuvvetlendirdi. Çok büyük bir ihtimalle CHP İzmir'de değişikliğe gidecek ve Tunç Soyer ile yollarına devam etmeyecekler. Muhtemelen mevcut ilçe başkanlarından biri ile yollarına devam edecekler.
CHP'nin en büyük handikapı sadece muhalefet bloğunun dağılmış olması. Şimdi İyi Parti bir aday çıkartacak. İyi Parti adayını açıklamadı. Şimdi sorabilirsiniz, İyi Parti'nin adayı ne olacak? İyi Parti ne durumda ki adayı ne olsun. Ben İzmir'de Ak Parti'nin en büyük ümidinin İyi Parti'nin adayı olduğunu düşünüyorum. İyi Parti'nin ayaklarının altına maddi imkanlar serilebilir. Yazılı, görsel ve internet medyası kapılarını iyi Parti'nin popüler bir adayına sonuna kadar açabilirler. İyi Parti'nin amacı İstanbul'da seçimi kazanmak olmayacak, ancak oylarını artırmak olacak. "Bakın biz kendi adayımızı koyduk ve bir şeyler başardık" diyecekler. Bunun için de ellerindeki tüm argümanları kullanıp popüler bir adayla seçime girerlerse Ekrem imamoğlu'nun seçimi kazanma süreci zora girebilir.
Normal şartlar altında Murat kurumun İmamoğlu karşısında seçim kazanma ihtimali yok. Ne ağzı laf yapıyor, ne presentable biri. Ben burada Ak Parti'nin temel stratejisinin İyi Parti'nin adayını büyütmek olduğunu düşünüyorum. Peki bu strateji İstanbul'da bu tutar mı?
Büyük şehirlerdeki seçmen daha bilinçli. Yani stratejik oy kullanmayı bilen bir seçmen kitlesi var. Zaten stratejik oy kullanmayı bilmeyen seçmenin nereye oy verdiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Onun için İyi Parti'nin muhafazakar kitleden oy kopartacak bir adayla yola çıkacağını ben düşünmüyorum. Kendi çizgisinde yani milliyetçi çizgide bir adayla da çıkmayabilir. Daha çok Ekrem İmamoğlu'na rakip olabilecek popüler bir adayla sahaya inebilirler.
"Bir çok seçim bölgesinde İyi Parti'nin çıkartacağı adaylar, seçim sonucuna direk etki edecek potansiyele sahip olacak" dersek sanırım abartmış olmayız.