İmambakır Üküş. O, CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na verdiği kararı değiştiren fiğür olarak hafızalarımıza kazındı.

Hem CHP Genel Başkanı'nın hem de salondaki onlarca kişinin üzerinde üstünlük kuran  İmambakır Üküş kim? Bu gücü nereden alıyor. Derin devletin elemanı mı? yoksa bir alevi dedesi mi? Parti içinde sözü neden emir olarak algılanıyor. Bu yazımızda imambakır Üküş'ü anlatacağız.

İmambakır Üküş. O, CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na verdiği kararı değiştiren fiğür olarak hafızalarımıza kazındı. Genel Başkanlık yarışında ikinci tura katılmama kararı alan Kılıçdaroğluna tek başına direnen ve; "Hayır hayır hayır... Olamaz. Çekilemezsin" sözleri ile, onu verdiği karardan vazgeçiren İmambakır Üküş kim? Bu gücü nereden alıyor? 

Gazeteci Levent Gültekin tarafından gündeme getirildiğinde kamuoyu çok dikkate almadı. Hatta CHP Genel Merkezi tarafından yalanlandı. Levent Gültekin, Ruşen Çakır'ın programına katılıp, Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine; "Levent benim kendi adaylığımı engelleme şansım yok" dediğini açıklamıştı. O dönem üzerinde durulmayan, es geçilen siyasetteki majör rol alan kişiler 38. CHP kongresinde kendisini görünür hale getirdi. İlk tur oylamasında seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu, ikinci turdan çekileceğini söylemesi üzerine İmambakır Üküş yüksek perdeden gösterdiği tepki ile hem salondakilerin hem de Kılıçdaroğlu'nun fikrini değiştiriyor. 

İmambakır Üküş, İstanbul Gerçeği gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliğini yapan sıradan bir gazeteci.  Ancak CHP üzerinde etkili bir gücü var. CHP içinde Alevi açılımını destekleyen ve yönlendiren isimlerden biri olarak biliniyor. Bu yönüyle İmambakır Üküş, bazı kesimler tarafından Alevi olarak tanımlanıyor. CHP içinde resmi bir görevi olmamasına karşın Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatına yön vermesi, kararlarına etki etmesi onun Alevi Dedesi olduğu iddialarını da gündeme getirdi.  Kemal Kılıçdaroğlu'da Alevi kimliği ile bilinen bir siyasetçi. Alevilik geleneğinde, Alevi dedelerinin sözü her türlü mevki ve makamın üzerinde olması bu yöndeki iddiaları kuvvetli hale getiriyor.

İmambakır Üküş'ün, dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile yaptığı gizli protokolde masada bulunan 4 kişiden biri olması, "İmambakır Üküş derin devletin elemanı mı?" sorusunuda beraberinde getirdi. CHP ile taban tabana zıt bu iki partinin genel başkanlarını İçişleri Bakanlığı ve MİT Müsteşarlığı karşılığında pazarlık masasına kim oturttu? Cevap aslında sorunun içinde. Hangi güç İçişleri Bakanlığı ve MİT Müsteşarlığı'nı elinde tutmak isterse o. Kamuoyu bu sorunun cevabınınet olarak alamasa da, derin devlet olarak yorumladı. 

İmambakır Üküş bu pazarlığın neresinde? 
Gazeteci Enver Aysever'in programına katılıp soruları cevaplayan İmambakır Üküş, bir çok konuda olduğu gibi bu konu hakkındaki soruyada net bir cevap vermekten kaçındı. Ancak röportajın ilerleyen safhasında İmambakır Üküş aynen şunları söyledi; "Sayın Genel Başkan ve CHP Genel Merkezi yöneticileri Zafer Partisi'nin ziyaretinden bir sonuç çıkmayınca, ben iki tarafla da konuşarak "Niye bir sonuç çıkmadı?" dedim. Aldığım cevaplar sonrasında bu görüşmelerin sürdürülmesi için iki tarafla da görüşerek bu sürecin ilerlemesine katkıda bulundum." Aysever'in, Neden siz? sorusuna ise, "Diğerleri bunu neden yapmadı, asıl sorulması gereken soru bu" diyerek hangi sıfatla görüşmelerin içinde yer aldığı sorusunu  cevapsız bıraktı. 

İmambakır Üküş’ün, Genel Yayın Yönetmeni olduğu İstanbulgercegi.com sitesinde “Özdağ ve Kılıçdaroğlu arasındaki ‘Mutabakat’ metni kimi niye rahatsız ediyor?” başlıklı yazısı bir çok konunun gün işığına çıkmasına neden oldu. Üküş’ün, bu yazısını paylaşan Özdağ, Twitter hesabında şunları yazdı: “İmambakır Üküş CHP Genel Başkan Danışmanı olarak Zafer Partisi-CHP protokolünün oluşmasının hemen her aşamasında vardı. İmzalar atılırken odadaki 4 kişiden birisiydi. Makalesi çok önemli. Özdağ-Kılıçdaroğlu Mutabakatı kimi niye rahatsız ediyor?”

Özdağ'ın bu itirafı bir anda bütün dikkatlerin İmambakır Üküş’ün üzerine çevrilmesine neden oldu. Ümit Özdağ'ın twitini yalanlamayan Üküş cevaben; "Ben hiçbir zaman genel başkanın danışmanı olmadım… Ama bu önemli ve tarihsel sürecinde içinde olmaktan da bu sürece tanıklık etmekten de onur duydum… Bu süreçte bir nebze katkım olduysa bundan onur duyarım… Çok teşekkürler.. Eyvallah…" demekle yetindi. 

Ümit Özdağ, İmambakır Üküş ile yapılan röportajın hatırlatılması üzerine 3 kelimelik oldukça manalı “Öyle söylemek zorunda” şeklinde cevap vermesi kamuoyunun kafasındaki soru işaretlerini biraz daha arttırdı.