Ak Parti uzun süren ince eleyip sık dokuma sürecinin tamamlamasıyla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayını açıkladı. Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı Murat Kurum Ekrem İmamoğlu'nun rakibi oldu. Aslında son günlerde be İşleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın ismi İmamoğlu'nun rakibi olarak lanse ediliyordu. Ama Ali Yerlikaya bu yönde gelen talepleri istemediği kulislere yansıdı.
Şimdi bu ne anlama geliyor ilk önce onu açıklayalım. Bilindiği gibi yerel seçim sürecine girilmesiyle birlikte bir çok kamuoyu araştırma şirketi saha çalışmaları yapmaya başladı. Yapılan saha çalışmalarına göre Ekrem İmamoğlu karşısında herhangi bir Ak Parti'linin şansı olmadığını görülüyor. Yapmış olduğu başarılı operasyonlar ile popülaritesi yüksek olan Ali Yerlikaya'nın aday olmak istememesi gayet mantıklı ve anlaşılır.
Kamuoyu araştırmalarının sonuçlarına bakıldığı zaman, bir İstanbul konsensüsü oluşmuş durumda. Tüm kazanımlarını kaybetmek istemeyen kitlelerin, istemeseler, çok beğenmeseler bile Ekrem imamoğlu'nun arkasında duracağı saha çalışmalarına yansımaya başladı. Kolay bir seçim olacak mı? Hayır, kolay bir seçim olmayacak.
AK Parti'nin masasına gelen saha çalışmalarında, seçimin çok sert, kıran kırana geçeceği ve İmamoğlu'nun yarışa oldukça avantajlı bir pozisyonda başladığını gösteriyor. Demek ki iktidarda olmak başarı sağlamak için yeterli olmuyor. Ne zaman yeterli olmuyor? Kazanacak adayı gösterdiğiniz zaman yeterli olmuyor. Burada hemen aklımıza 14 Mayıs seçimleri geliyor. Yeri gelmişken Kılıçdaroğlu'nun ve ekibinin kulaklarını çınlatalım biraz. Ak Parti, kazanacak iddialı bir aday karşısında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı gibi, Türk Siyasetinde Cumhurbaşkanlığı'ndan sonra pratikte, icracı en önemli makam için aday bulmakta zorlanıyor. Çünkü, CHP doğru bir adım atmış ve kazanacak adayı oraya koymuş.
Gelelim Murat Kurum'un adaylık sürecine. İlginç bir süreç sonunda aday oldu Murat Kurum. Neden ilginç bir süreç diye tanımladım hemen onuda anlatayım. Normal bir seçim sürecinde bir makama talipseniz projelerini hazırlarsın ve bunu deklare edersiniz. Projelerinizi tanıttıktan sonra lobi yapmaya ve destek almaya çalışırsınız. Ama Ak Parti'de durum böyle ilerlemiyor. Ak Parti'nin hiyerarşisi, işleyişi diğer partiler gibi değil.
Daha önceki yazılarımda dedim. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan anket çalışmalarına çok büyük önem veriyor. ve Ak Parti'de Cumhurbaşkanı Erdoğan ne derse o kararlar alınıyor. Bunun için hem aday olma hem de istifa etme süreçleri diğer partilerden farklılık arzediyor. Adaylık sürecinde yaşanan gelişmeleri de gözönünde bulundurursak, Ak Parti içindeki adaylar gerçek bir aday değil. Yani Murat Kurum İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olduğunda siz Murat Kurum'a oy vermeyeceksiniz. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a oy vermiş olacaksınız. Bunun içindir ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan yapmış olduğu sayısız konuşmasında İstanbul seçimlerinin mutlaka alınması gerektiğine vurgu yapmıştır.
Peki İmamoğlu mu yoksaMurat kurum mu avantajlı. Öncelikle şunu söyleyelim görevdeki belediye başkanları yarışa önde başlarlar. Ekrem İmamoğlu şunu söyleyecek; "Ben bu kadar engellemelere rağmen bunu bunu bunu bunu yaptım." Murat kurum ne diyecek bilen var mı? İstanbul için hangi projeyi üretmiş, hangi vaatleri var. Milletin karşısına çıkınca ne diyecek? Mutemelen, "Ben Cumhurbaşkanımızın emriyle aday oldum. Cumhurbaşkanımızın direktifleri ile ben şunu şunu şunu yapacağım. Arkamda Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın desteği var" diyecek. Yapacağım demek başka, yaptım demek başka. Onun için yarışa her zaman görevdeki başkanlar önde başlar.
Seçilme şanslarına gelince. CHP ve Ak Parti'nin oy oranlarının İstanbul'da ya da başa baş gelebileceğini düşünüyorum. Ama Murat Kurum'un arkasında koskoca bir ittifak var. Ekrem İmamoğlu bu sefer tek başına giriyor. İstanbul'da DEM Partisi ve İyi Parti seçmeni kimin Belediye Başkanı olacağına karar vereceğine inanıyorum.