Kılıçdaroğlu, Ak Parti dönemini bitiren adam olarak tarihe geçecekken, şimdi Ak Parti rejimini yaşatan adam olarak tarihe geçecek.

CHP içindeki tartışmalar bir Zoom çekiminin deşifre edilmesinden sonra farklı bir boyuta taşındı. İnsanlar eteklerindeki taşları ortaya dökmeye ve dertlerini meramlarını daha net bir şekilde dillendirmeye başladılar. CHP lideri Kılıçdaroğlu, sadece delege ve parti üstündeki tahakkümüne dayanarak, koltukta oturmaya devam etmesini gerektirecek bir siyasi konsept çizmeden çok rahat bir şekilde direnmeye devam ediyor. Bu süreçte ilginç gelişmelerde yaşanıyor. CHP, kendisi ile neredeyse bütünleşmiş olan Halk TV ile irtibatını kestiğini açıklarken, daha önce ambargo uyguladığı Demirören grubuna ambargo'yu kaldırdığını işaret ediyor. Türkiye muhalefeti enteresan bir yere doğru gidiyor. CHP fitili ateşlenmiş olan süreç nerede bitecek nerede patlayacak bekleyip göreceğiz.

Türkiye, 14 mayıstan önce ve sonra çok farklı iki Kılıçdaroğlu'na şahit oldu. Son olarak CHP lideri ekranlara çıkıp; "10 cephede yenilmiş bir komutan savaşa devam etmelidir" Bu adam milletin aklı ile dalgamı geçiyor anlaşılır gibi değil. 10 cephede savaş kaybetmiş bir komutana 11 cephe verilmez. Gerçi normal şartlar altında ikinci cephe bile verilmez ama burası Türkiye... 

Türkiye şartları ve Kılıçdaroğlu'nun gerçekten de CHP içinde yaptıklarına bakarak seçmen O'na bir kredi tanıdı. Kılıçdaroğlu 2019 yerel seçimde doğru adaylarla, doğru hamleler yaparak bir zafer elde.  İlerleyen süreçte helalleşme argümanı ile, CHP'yi sağ seçmen ile bütünleştirme gayreti gerçekten takdire şayandı. Bu olumlu hava ile gidilen 14 mayıs seçimleri Kılıçdaroğluna, seçimleri kazanan ya da kazandıran adam olarak tarihe geçme fırsatını sunmuştu. Ama parti içindeki bir kliğin onu aday yapma planı her şeyin önüne geçti ve tüm olumlu birikim bir anda yok olup gitti. 

Son yaşanan parti içindeki gelişmeler penceresinden bakıldığından gelinen süreçte sonunda Kılıçdaroğlu, Ak Parti dönemini bitiren adam olarak tarihe geçecekken, şimdi Ak Parti rejimini yaşatan adam olarak tarihe geçecek. Medyaya yansıyan bilgilere göre Kılıçdaroğlu, "CHP'yi bilen ve sorunu olmayan birine getirin hemen istifa edeyim" demiş. Yani demek istiyor ki; "Keyfim kimi isterse partiyi ona devrederim." Kılıçdaroğlu, aday olmayabilirim diye kurduğu cümle sonuna şunuda eklemeyi unutmuyor; "Ama delege'de beni istiyorsa ne yapayım ki? Kimsenin iradesine ben tahkim uygulayamam." Görüldüğü gibi, Kılıçdaroğlu parti içi politikalarda aklımızla dalga geçmeye devam ediyor.
Kılıçdaroğlu çıkıp seçimden sonra; "Ey halkım denedik, elimizden geleni yaptık. Size karşı mahcubuz, kazanamadık. Ama CHP, bizim kurduğumuz planlar istikametinde bu seçimi Bir gün mutlaka kazanacak. Bunun için ben geri adım atıyorum ve CHP'nin önünü açıyorum" deseydi halkın gözünde kahraman olacaktı. Ama şimdi seçmen; "Yaptığı her şey kendi adaylığı içinmiş" diyerek üzüntüsünü ifade ediyor. 
Einstein'ın dediği gibi aynı şeyleri deneyerek farklı bir sonuç elde edemezsiniz. Bunu farkeden CHP'nin güçlü aktörlerinden Ekrem İmamoğlu; "Değişim olmazsa yerel seçimlerde kaybetme riskimiz var" demiş. Yani Ekrem İmamoğlu, tartışmaların böyle devam etmesi durumunda aday olmama ihtimalinin olduğunu ima etmiş. CHP bu zihniyet ile yoluna devam etmek isterse, yerel seçimlerde büyükşehirlere gösterecek aday bulmakta bile zorlanabilir.