Türkiye'de siyasetçilere yapılan ve özellikle sol cenahta görmeye alışık olduğumuz kaset iddialarına bir yenisi daha eklendi.

CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül'e yönelik yapılan kaset şantajı gündeme bomba gibi düştü. CHP'de adeta bir kronik vaka haline gelen şantaj olaylarının tarihsel kronolojisine gelin bir göz atalım.

Türkiye siyasette kaset kavramıyla 2010 yılında eski CHP Genel Başkanı merhum Deniz Baykal'a karşı yapılan şantaj ile tanıştı. 
Hatırlayın CHP de bir dönüm  noktası  olan  bu olay  aynı zamanda  Türk  siyasetinin sonraki yıllarda seyrinin değişmesine neden olacaktı. Siyasette daha önce  benzeri görülmemiş  olay sonrası  Deniz Baykal kamuoyu baskısıyla  genel başkanlıktan  istifa  etmişti.  O dönem Baykal'ın yanındaki  isimlerden olan Kemal  Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkan adaylığı  konuşulmuş, ancak Kılıçdaroğlu  bu iddiaları kesinlikle yalanlamıştı. Nitekim, bu açıklamanın ardından  kısa  bir süre  sonra aynı  Kılıçdaroğlu sürpriz bir şekilde adaylığını  açıklayıp  CHP Genel  Başkanlığına  yürümüştü.
CHP'nin yeni Karaoğlan'ı olma yolunda bir heyecan  getiren Kılıçdaroğlu'nun Genel  Başkanlığı  CHP içindeki kaset  kumpasını  örtmüşsede  iktidar partisi  olan AK Parti  tarafından  siyasi  tartışmalarda  Kılıçdaroğlu'na yönelik  sürekli  kullanıldı. İktidar  her platformda  Kılıçdaroğlu'na, ''Kasetle  genel  başkan  oldun'' sözübü dilinden düşürmerdi. Yazımın  başında  dediğim  gibi Kaset kumpası CHP de bir çok  şeyi  değiştirdi.  Genel  Başkanın değişmesiyle birlikte  partideki ulusalcı kadrolar  birer birer  tasfiye edildi. CHP Kılıçdaroğlu'nun CHP'si olma yoluna  sürüklendi. 

Baykal  ile başlayan kaset  olayları Muharrem İnce ile devam  etti.
CHP kurultayında  Kılıçdaroğlu'nun  karşısına  aday olan İnce, kurultayı  kaybetse de, parti  içinde ciddi popülerlik kazandı. Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu tarafından  "Gel bakalım Muharrem İnce" sözüyle 2018 de Cumhurbaşkanı adayı  olarak  açıklanarak seçimde aldığı  %30 oy ile CHP nin rekorunu egale etti.  Fakat İnce'nin adaylığı, bir kesim tarafından Kılıçdaroğlu'nun, Muharrem İnce'yi saf dışı bırakmak için yapılan bir hamle olduğu iddia edildi. Öyle ki, Muharrem İnce'nin Erdoğan'ın karşısında seçimi kaybedeceğini anlayan Kılıçdaroğlu,  İnce'nin parti içindeki etkisini azaltmak adına kendisi yerine Cumhubarşkanı adayı olarak İnce'yi aday gösterdiği ileri sürüldü. Böylece Muharrem ince seçimi kaybedecek, ve Kılıçdaoğlu parti içindeki otoritesini koruyacaktı.

Nitekim,Cumhurbaşkanlığı seçimini Recep Tayyip Erdoğan'a  karşı  kaybeden İnce, sonrasında yaptığı "Adam kazandı" sözüyle  parti  içinde  tepkiye neden  oldu. Seçimde yalnız  bırakıldığını  savunan  ve seçim  sonrası  parti  içi  muhalefetin başı  olan  Muharrem  İnce, CHP'nin çizgiden  çıktığını  öne  sürerek partiden ayrılıp Memleket  Partisi'ni  kurdu.
2023 seçimlerinde  Cumhurbaşkanı  adayı  olan Muharrem İnce adaylık için gerekli  olan 100 bin imzayı toplayıp yeniden Cumhurbaşkanı adayı  oldu. Özellikle genç  seçmen üzerinde  büyük  ilgi  toplayan  İnce,  anketlerde %15 e kadar çıktı. Babala TV'de Oğuzhan  Uğur 'un Mevzular Açık  Mikrofon adlı  programındaki performansınında etkisiyle seçmende ciddi  bir ilgi topladı.

Anketlerdeki oy oranı  nedeniyle Millet  İttifakı'nın adayı Kemal  Kılıçdaroğlu  tarafından ittifak için  ziyaret edilen İnce, bu şartlarda  ittifak  olmanın  mümkün olmadığını  belirterek  ittifak teklfini  reddetti.  Bunun  üzerine oyları  bölüyorsun bahanesiyle  sol cenahın linç  kampanyasına maruz  kalan Muharrem  İnce'ye kısa bir süre  sonra  yine kaset komplosu kurularak  kamuoyunda itibarı zedelendirildi. Bunun  üzerine Muharrem İnce adaylıktan  çekildi. 
Sol cenahın  başına  gelen önemli  kaset olaylarından  biri olan bu olay yine CHP ye zarar  verdi. Zira  Muharrem İnce  taraftarları  bu olay  sonrası seçimde CHP'nin aleyhine tavır aldı.

Netice itibariyle  Kemal Kılıçdaroğlu seçimi  yine Erdoğan'a karşı  kaybetti. 
Kılıçdaroğlu,  Halil İbrahim sofrası  temasıyla seçim döneminde  daha önce  CHP'nin Şişli Belediye Başkanı'da olan ve Genel Başkanlık için bir dönem Deniz  Baykal'a karşıda aday olan Mustafa  Sarıgül'ü ve partisi  olan  Türkiye  Değişim  Partisi'ni yeniden CHP'ye kazandırmıştı. Seçim  sonrası  Sarıgül, kurultayda Kılıçdaroğlu'nun yanında  saf  tutmasına rağmen Özgür  Özel'e karşı  kaybetmesini  engelleyemedi.
CHP, her Genel Başkanın CHP'si olmasıyla  sık sık  iktidar  ve parti içi muhalefet tarafından eleştirilir. Kemal Kılıçdaroğlu'nun kurultayı  kaybetmesiyle  siyasetten kopmayıp  geri dönüş  sinyalleri  çaktığı bir dönemde, partideki kendine yakın isimlerden biri olan Mustafa Sarıgül hakkındaki kaset  iddialarının çıkması  CHP'yi yine vurdu. Peki, bu tesadüf mü, CHP her dönemde bu iddialarla neden meşgul ediliyor. İşte  bütün  soru  bu. Birileri CHP'yi dizayn mı etmek istiyor, yoksa bir siyasi şantaj mafyası siyasileri hedef almaya devam mı ediyor.  Sarıgül'e yapılan kaset saldırısı son mu olacak, yoksa birileri CHP'ye operasyon çekmeye devam mı edecek. Hep birlikte göreceğiz.