Hepimizin bildiği gibi geçtiğimiz gün CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ittifaklara kapısını kapatmış olmasına ve 81 ilde kendi adaylarıyla seçime gireceklerini açıklamasına rağmen İyi Parti lideri Meral Akşener'i ziyaret etti. Bu ziyaret, yerel seçimde seçim işbirliklerinin ne denli büyük önem arzettiğini ve parti dayanışmalarının ne denli büyük bir öneme sahip olduğunu göstermesi açısından çok önemliydi. 

İçinde yerel yönetimlerinde bulunduğu başkanlık yarışlarının temel felsefesi şudur; Birinci olan kazanır. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tur ihtimali olduğu için orada zaten ikinci turda doğal bir ittifak kurulacağı için seçim işbirlikleri o kadar önemli olmayabilir. Ama belediye başkanlığı seçiminde ikinci tur yok. Muhalefet partileri seçim öncesi işbirliği yapmak zorundalar. Zira Ak Parti ve MHP tarafından kurulan Cumhur ittifakı dimdik ayakta duruyor ve seçime en ufak bir fire vermeden girme niyetindeler. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ilk seçildiği belediye başkanlığı seçimlerini hatırlayın. Erdoğan,  belediye başkanlığını % 1'lik farkla almıştı. Almış olduğu oy oranı ise  % 25'e yakındı. Erdoğan'ın kendisine en yakın rakibiyle arasındaki fark sadece 1,5 puandı.  Yani o günün seçim sisteminde ikinci bir tur olsaydı Erdoğan seçilemeyecekti.  
Çok ufak oy oranları ile birçok belediye başkanlığı el değiştirebilir. Bu gerçeği gören Cumhur ittifakı arada bir çok sorun olmasına karşın, ittifakı zedelemeden dimdik ayakta duruyor. Unutmayalım son cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı'nın aldığı % 52'lik bir oy potansiyeli var.  

Peki muhalefette durum ne? Bir kimlik oluşturma derdine düşen İyi Parti, bunun yolunun yerel seçimlere tek başına girmekten geçtiğine inanıyor. Bunun hatalı bir karar olduğunu dile getiren bazı partililer bir bir istifa ederek adeta partinin dağılma sürecini başlattılar. İyi Parti'nin çapının bu kararı kaldıramayacak durumda olduğuna inanan bazı partililer bu stratejinin olumlu sonuç vermeyeceğini dolayısıyla belediyelerin kaybedileceğini gördükleri için partiyi terk etmeye başladılar.

Meral Akşener'in ve arkadaşlarının görmesi gereken tablo şu; Kılıçdaroğlu'nun yönettiği CHP yok. Size inanılmaz bir saygıyla ve sevgiyle yaklaşan yeni bir CHP yönetimi var. CHP şu an neredeyse tüm negatif açıklamalara rağmen Meral Akşener ve İyi Parti'ye toz kondurmuyor. Özgür Özel'in, kapıların kapatılmış olmasına rağmen, İyi Parti'ye, "Kapılar tekrar açılamaz mı sorusunu Genel İdare Kurulu'nuza sorabilir misiniz?" motivasyonuyla Meral Akşener'i ziyaret etmesi bu bakımdam çok önemli. 

Hepimiz şunu çok iyi biliyoruz. Son seçim sonuçlarına göre İyi Parti'nin birinci çıktığı ve Belediye Başkanlığı kazanabileceği bir yer yok. Ne kadar popüler ve güçlü aday gösterirse gösterilsin ayrı ayrı seçime gidildiği takdirde muhalefet cephesinin Cumhur İttifakı karşısında başarılı olma şansı yok. 

Kamuoyu araştırma şirketi Metropol bir saha araştırması yapmış. Özgür Özel'in CHP oylarına etkisi sizce ne olur diye. Bakın sahayı ölçmemiş, algıyı ölçmüş. Yani algınız hangi istikamette diye. Oyları yükselir diyenlerin oranı yaklaşık yüzde 39,1, düşer diyenlerin oranı yüzde 18,5, değişmez diyenlerin oranı ise yüzde 33. Elde edilen bu oran çok önemli bir oran değil. Ama detayına baktığımız zaman oyları yükselir diyen yüzde 39,1'lik kitle içinde  birinci Parti CHP İkinci ise İyi Parti. Yani İyi Parti tabanı da, 'CHP'nin oyları yükselir' diyor. Ve neredeyse CHP tabanıyla aynı oranda % 72'ye % 71. Bu kamuoyu araştırması şu anlama geliyor; İyi Parti'nin tabanı Özgür Özel'e sempatiyle yaklaşıyor ve Özgür Özel ile kurulacak bir ittifakı yadırgamıyor. 

Siyasette kendini ağırdan satma diye bir şey vardır. El yükseltmek için daha fazla aday, il ve ilçe alabilmek için iyi Parti stratejik bir hamle yapıyorsa bu anlaşılabilir bir durumdur. Ama parti dağılma aşamasına girmiş haldeyken, İyi Parti'nin dışarıya verdiği bu görüntü hiç de hoş değil. Son anketlere yansıyan oyları ise gerçekten içler acısı bir noktaya doğru gidiyor. İyi Parti, yükselişte olan bir parti olmadığı gibi, oylarını koruyabilen bir parti bile değil. 

Meral Akşener'in çıkıp; "Biz bu seçimi kritik yerlerde Cumhur İttifakına kaptırmayacağız. Alacağımız önemli zaferlerle erken seçim çağrısı yapacağız" gibi bir strateji oluştursa ve CHP'nin işbirliğini kabul etse, şundan emin olabilirsiniz, CHP kadar bu işten kazançlı çıkacak olan parti İyi Parti olacaktır. Bu strateji ile muhalif cepheye, tekrar bir blok halinde hareket edebilme ruhunu,  onların kitlesel olarak hareket edebilme ve sonuç alabilme ihtimali olduğunu yansıtacak olan lider Meral Akşener'dir. Özgür Özel yönetimindeki CHP üzerine düşeni yaptı.

Peki pazartesi günü İyi Parti'nin alacağı karar olumsuz çıkarsa ne olur? Şu olur. İyi Parti seçmeni belediye ve il genel meclislerinde oylarını partilerine verirler ama Belediye Başkanlığı seçimlerinde CHP'nin adaylarına oy verirler. Yani tablo, İyi Parti için işbirliği yapmanın onlar adına çok daha karlı olacağını gösteriyor diyebiliriz.